06.12.2019
|
Hakkı Devrim - YAZI
|
 |
Yeni Sayfa 1
Tuğba ile mülakat çok güzeldi
Hakkı Devrim
18/10/2007
Salı günü Melek'e bir «TELAYNAK» notu vermiştim; Uğur Dündar'ın Tuğba
Özay'la yaptığı mülakata dair (Arena, 15 ekim, CNN Türk). Yeri yetmediği
için kullanamayacağını telefonda söyledi bana.
Dün Sabah'ta «Senin yerin Dobra Dobra, Bay Dündar» diye bir yazı başlığı
ilişti gözüme; Ergun Babahan imzalı.
– Uğur Bey, anlaşıldı ki senin muhatabın kadın programı yapımcıları,
gazeteciler değil. Sen peynircileri, lahmacuncuları bas ve «cesur
gazeteci» diye dolaş, gibi laflar edilmiş.
Cengiz Semercioğlu, «Hapse girmiş ünlü bir modelle ilk mülakat dünyanın
her yerinde ilgi çekecek bir haberciliktir. Biz mesela, magazin servisi
olarak Dündar'ı kıskandık» dedikten sonra, şunu da söylüyor:
– Babahan, iyi ki bu röportaj Sabah'ta yayımlanmadı, diyor. Davayla
ilgili sual sormadığı için de Dündar'ı eleştiriyor.
Medyatava'dan öğreniyorum ki, Uğur, Sabah'ın Genel Yayın Yönetmeni de
olan Babahan'ı telefonla aramış, ama konuşmaları mümkün olmamış.
Ben tansiyonun birdenbire niye bu kadar yükseldiğini anlamadım. Söz
konusu programı seyrederken notlar bile almıştım. Uğur, fazla müdahale
etmeden, muhatabını serbest bırakmıştı, rahat konuşsun diye.
Tuğba'da konuşuyordu Allah için. İki özdeyişini not ettim:
«Öldürmeyen acı güçlendirir.» (Bu, Nietzsche'dendi).
«Küçük soyguncular içeride volta atarken, büyük soyguncular dışarıda
cirit atıyor.» (Bu da galiba Tuğba'dan bir özdeyiş).
Benim de üç diyeceğim var bu konuda:
Uğur, kendisine Paşakapısı Kadın Tutukevi'nde Tuğba Özay'la konuşma
izninin, dava konusu olan suçtan söz edilmemesi şartıyla verildiğini
söyledi o akşam.
Tuğba, ana-babasından söz ettiği saniyeler hariç, hiçbir zaaf
göstermeden, kendine acımadan ve acındırmaya hiç tenezzül etmeden, bütün
sualleri cevaplandırdı. Söyledikleri, içinde özeleştirilere de yer
verdiği, dinlemeye değer şeylerdi.
Bu çocuk ileride, içinde yaşadığı dünyayı anlatan bir kitap yazarsa,
ondan pek çok şey öğreneceğimi bilerek, hemen alır, okurum.
Tutukluluğu sona erdiğinde, Uğur ile birlikte Ergun Bey'i de çağırıp,
Tuğba ile dörtlü bir sohbete de şimdiden varım.
|
|
|
|