DOLAR

34,9520$% 0.16

EURO

36,7116% 0.24

GRAM ALTIN

2.991,07%-0,50

ÇEYREK ALTIN

4.915,00%-0,28

TAM ALTIN

19.658,00%-0,30

Yatsı Vakti a 19:10
İstanbul HAFİF YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
arena

arena

11 Aralık 2024 Çarşamba

    DİĞER YAZARLARIMIZ

      Son Dakika 16 Yaş Altına Sosyal Medya Yasağı?

      Son Dakika 16 Yaş Altına Sosyal Medya Yasağı?
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 16 yaşından küçüklere yönelik sosyal medya yasağı getirilmeyeceğini ancak ebeveyn kontrolünde kullanabileceklerini söyledi.

      Uraloğlu “16 yaş altındaki çocuklarımızı sosyal medya ve online oyunların zararlarından korumak ve bu tür içeriklerin yayılmasını engellemek için yasal düzenlemeler yapma ihtiyacı artık zorunlu hale gelmiştir” dedi.

      Görüşmelere katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, konuşma yaptı.

      Uraloğlu, bir süredir kamuoyunda tartışılan ‘sosyal medyada yaş sınırlaması’ düzenlemesine ilişkin açıklamalarda bulundu.

      16 yas sosyal medya yasagi

      Uraloğlu erişime yasak​ getirilmesinin planlanmadığını, ancak ebeveyn kontrolüyle kullanılabileceğini söyledi.

      Uraloğlu düzenlemede, internet servis sağlayıcıları ile sosyal medya platformlarının sorumluluklarını artırmayı ve bu alanlardaki denetimi sıkılaştırmayı da hedeflediklerini söyledi.

       

      Devamını Oku

      ORAC Değeri Yüksek Besinler

      ORAC Değeri Yüksek Besinler
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      ORAC Değeri Yüksek Besinler

      ORAC Nedir?

      ORAC, yani Oksijen Radikal Absorbans Kapasitesi, bir besinin antioksidan kapasitesini ölçen bir birimdir. Bu değer, bir besinin vücuttaki oksidatif stresle savaşma yeteneğini gösterir. Yüksek ORAC değerine sahip besinler, serbest radikallerle savaşarak vücudu kanser, diyabet, kalp hastalıkları ve diğer kronik rahatsızlıklardan koruyabilir.

      Türkiye’de ORAC Değeri Yüksek Besinler

      Türk mutfağı, bol miktarda meyve, sebze, baklagil, tahıl ve kuruyemiş içerdiği için genellikle yüksek ORAC değerine sahip besinlerle doludur. Bu makalede, Türk mutfağında sıkça tüketilen ve ORAC değeri yüksek olan besinleri inceleyeceğiz.

      Nar

      Nar, Türk mutfağının vazgeçilmez meyvelerinden biridir. Ayrıca yüksek ORAC değerine sahip olmasıyla da bilinir. Narın antioksidan kapasitesi, vücutta serbest radikallerle savaşarak kalp hastalıkları riskini azaltabilir. Ayrıca nar suyu da ORAC değeri yüksek içecekler arasında yer alır.

      Zeytin

      Zeytin ve zeytinyağı, Türk mutfağının olmazsa olmazlarındandır. Ayrıca yüksek ORAC değerine sahip antioksidanlar açısından da zengindir. Zeytinin düzenli tüketimi, kanser, diyabet ve kalp hastalıkları riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

      Kuşburnu

      Kuşburnu, C vitamini açısından zengin olmasının yanı sıra yüksek ORAC değeriyle de dikkat çeker. Antioksidanlar açısından oldukça zengin olan kuşburnu, vücudu serbest radikallerin zararlarından koruyabilir.

      Kara Lahana

      Kara lahana, Türk mutfağının vazgeçilmez sebzelerinden biridir. Ayrıca yüksek ORAC değerine sahip bir sebze olarak bilinir. Kara lahananın antioksidan kapasitesi, vücutta iltihaplanmayı azaltabilir ve bağışıklık sistemini güçlendirebilir.

      Somon Balığı

      Türk mutfağında da sıkça tüketilen somon balığı, omega-3 yağ asitleri ve yüksek ORAC değeri sayesinde kalp dostu bir besindir. Ayrıca somon balığının antioksidan kapasitesi de oldukça yüksektir, bu da vücudu serbest radikallerin zararlarından korur.

      Türk mutfağında sıkça tüketilen besinlerin birçoğu yüksek ORAC değerine sahiptir. Nar, zeytin, kuşburnu, kara lahana ve somon balığı gibi besinleri düzenli olarak tüketmek, vücudu serbest radikallerin zararlarından koruyarak sağlıklı bir yaşam sürmeye yardımcı olabilir.

      Devamını Oku

      Kilo Vermeyi Zorlaştıran Hastalıklar

      Kilo Vermeyi Zorlaştıran Hastalıklar
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Kilo Vermeyi Zorlaştıran Hastalıklar

      Kilo Vermenin Önündeki Engeller: Hastalıklar

      Kilo vermek, pek çok insan için zorlu bir süreç olabilir. Düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek, kilo verme sürecinde önemli adımlardır. Ancak bazı durumlarda, kilo verme sürecini zorlaştıran bazı hastalıklarla karşılaşmak mümkün olabilmektedir. Bu makalede, kilo vermeyi zorlaştıran hastalıklardan bahsedecek ve bu hastalıklarla nasıl başa çıkabileceğimiz konusunda bilgi vereceğiz.

      Tiroid Hastalıkları ve Kilo Vermeyi Etkisi

      Tiroid, vücudun metabolizmasını düzenleyen önemli bir bezdir. Tiroid hormonlarının dengesizliği, vücutta birçok olumsuz etkiye sebep olabilir. Tiroid bezinin az çalışması durumunda, yavaşlayan metabolizma nedeniyle kilo alımı yaşanabilir. Aksine, tiroid bezinin aşırı çalışması durumunda, hızlanan metabolizma ile birlikte kilo kaybı yaşanabilir. Bu nedenle, tiroid hastalıkları kilo vermeyi zorlaştırabilir.

      Tiroid hastalıklarıyla karşılaşan bireyler, öncelikle düzenli olarak doktor kontrolünden geçmelidir. Uygun tedavi ile tiroid hormonlarının dengelenmesi sağlanabilir ve bu sayede kilo vermeyi zorlaştıran etki azaltılabilir. Ayrıca, beslenme düzenine dikkat etmek, egzersiz yapmak ve stresten uzak durmak da tiroid hastalıklarıyla başa çıkmakta yardımcı olabilir.

      Polikistik Over Sendromu ve Kilo Kontrolü

      Polikistik over sendromu (PCOS), kadınlarda sık görülen bir hormonal bozukluktur. PCOS, insülin direnci, hormon dengesizlikleri ve yumurtalık kistleri gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu durum, kilo kontrolünü zorlaştırabilir ve kilo alımına neden olabilir. PCOS’lu bireylerde, özellikle karın bölgesinde yağlanma görülebilir.

      PCOS ile mücadele eden bireyler, beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmeli ve insülin seviyelerini dengeleyecek besinleri tüketmeye özen göstermelidir. Ayrıca düzenli egzersiz de PCOS’lu bireylerin kilo kontrolüne yardımcı olabilir. Bir uzmana danışarak, uygun tedavi yöntemlerini ve yaşam tarzı değişikliklerini uygulamak, PCOS ile kilo vermeyi zorlaştıran etkileri azaltabilir.

      Depresyon ve Kilo Alma Süreci

      Depresyon, ruh halindeki olumsuz değişikliklerin yanı sıra vücut ağırlığında da değişikliklere neden olabilir. Bazı insanlar depresyon döneminde kilo alırken, bazıları ise iştah kaybı yaşayarak kilo verebilir. Depresyon, stres hormonlarının artmasına ve bu durumun beslenme alışkanlıklarını etkilemesine neden olabilir.

      Depresyonla mücadele eden bireyler, öncelikle bir uzman desteği almalı ve psikolojik destekten faydalanmalıdır. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, düzenli uyku düzeni ve stresten uzak durmak, depresyonla başa çıkmakta yardımcı olabilir. Bu yaşam tarzı değişiklikleri, kilo vermeyi zorlaştıran etkileri azaltabilir ve depresyon sürecini olumlu yönde etkileyebilir.

      Şeker Hastalığı ve Kilo Kontrolü

      Şeker hastalığı, vücuttaki insülin hormonunun yetersizliği veya etkisizliği sonucu kan şekerinin dengelenememesi durumudur. Şeker hastalığı, kilo kontrolünü zorlaştırabilir ve kilo alımına neden olabilir. Bunun yanı sıra, şeker hastalığına bağlı olarak oluşan komplikasyonlar da kilo vermeyi zorlaştırabilir.

      Şeker hastalığıyla mücadele eden bireyler, öncelikle kan şekerini dengelemek için beslenme düzenine dikkat etmeli ve düzenli olarak kan şekerini kontrol altında tutmalıdır. Ayrıca, düzenli egzersiz yapmak, düşük glisemik indeksli besinleri tercih etmek ve stresten uzak durmak da kilo kontrolüne yardımcı olabilir. Uygun tedavi ile şeker hastalığının etkileri azaltılabilir ve kilo vermeyi zorlaştıran faktörler minimize edilebilir.

      Kilo verme süreci her birey için farklılık gösterebilir ve bazı durumlarda kilo vermeyi zorlaştıran faktörlerle karşılaşmak mümkün olabilir. Tiroid hastalıkları, polikistik over sendromu, depresyon ve şeker hastalığı gibi durumlar, kilo kontrolünü zorlaştırabilir. Ancak bu durumlarla mücadele etmek mümkündür. Uygun tedavi yöntemleri, beslenme düzeni ve düzenli egzersiz, kilo vermeyi zorlaştıran etkileri minimize edebilir. Herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşıldığında, mutlaka bir uzmana danışarak doğru tedavi yöntemini belirlemek önemlidir.

      Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek, kilo vermeyi zorlaştıran hastalıkların etkilerini azaltmak ve ideal kiloya ulaşmak mümkündür. Düzenli doktor kontrolleri, beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek, düzenli egzersiz yapmak ve stresten uzak durmak, kilo kontrolünü kolaylaştırıcı faktörler olarak ön plana çıkmaktadır.

      Devamını Oku

      Ayakta Su Toplaması Neden Oluşur?

      Ayakta Su Toplaması Neden Oluşur?
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Ayakta Su Toplaması Neden Oluşur?

      Ayakta su toplaması, tıp literatüründe ödem olarak adlandırılan bir durumdur. Genellikle ayak bileklerinde, ayak tabanında ve bacaklarda görülen bu durum, vücutta fazla miktarda sıvı birikmesi sonucunda meydana gelir. Ayakta su toplamasının birçok farklı nedeni olabilir ve bu durum, kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu makalede, ayakta su toplamasının nedenleri ve tedavi yöntemleri üzerine detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

      Ayakta Su Toplamasına Neden Olan Faktörler

      Ayakta su toplamasının (ödemin) birçok farklı nedeni olabilir. Bu durumun oluşmasına etki eden temel faktörler arasında şunlar yer alabilir:

      • Yüksek Tuz Tüketimi: Yüksek tuz tüketimi, vücutta sıvı tutulmasına ve dolayısıyla ödem oluşumuna neden olabilir. Özellikle hazır gıdalar, fast food ürünler ve işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi, yüksek tuz alımına yol açabilir.
      • Hareketsiz Yaşam Tarzı: Düzenli egzersiz yapmamak ve hareketsiz bir yaşam tarzı benimsemek, vücutta sıvı dengesizliğine ve ödem oluşumuna katkıda bulunabilir.
      • Kalp ve Böbrek Hastalıkları: Kalp yetmezliği, böbrek hastalıkları ve dolaşım sistemi problemleri, vücutta sıvı tutulmasına ve ayakta su toplamasına neden olabilir.
      • Hormonal Değişiklikler: Hormonal dengesizlikler, özellikle hamilelik döneminde veya adet öncesi dönemde, vücutta sıvı tutulmasını artırarak ödem oluşumuna zemin hazırlayabilir.

      Ayakta Su Toplamasının Tedavisi

      Ayakta su toplaması tedavisinde, öncelikle durumun altında yatan nedenin belirlenmesi ve bu nedenin ortadan kaldırılması önemlidir. Örneğin, yüksek tuz tüketimi nedeniyle oluşan ödemde, günlük tuz alımını azaltmak ve tuz dengesini sağlamak tedavinin ilk adımı olabilir.

      Hareketsiz yaşam tarzı nedenli ödemde ise düzenli egzersiz programları ve aktif bir yaşam tarzı benimseme tedavi sürecinde etkili olabilir. Ayrıca, kalp veya böbrek hastalıklarının neden olduğu ödem durumlarında, ilaç tedavisi ve hastalığın gerektirdiği diğer tıbbi müdahaleler tedavi sürecinin önemli bir parçası olacaktır.

      Ayakta su toplamasının tedavisinde kullanılan diğer yöntemler arasında yüksek ayak pozisyonu, sık sık mola verme, bacak masajı ve soğuk kompres uygulaması bulunabilir. Ayrıca, ödem sorunu yaşayan kişilerin, doktorlarına danışarak ödem giderici ilaçlar kullanmaları da mümkündür.

      Ayakta su toplaması, birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilen bir durumdur. Önemli olan, ödemin altında yatan nedenin belirlenmesi ve bu nedenin tedavi edilmesidir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, dengeli beslenme alışkanlıkları edinmek ve düzenli olarak doktor kontrolü yapmak, ayakta su toplaması riskini azaltabilir ve tedavi sürecinde etkili olabilir.

      Ödemin belirtileri konusunda bilinçlenmek ve gerektiğinde uzman bir doktora başvurmak, ayakta su toplamasının önlenmesi ve tedavisinde önemli adımlardır.

      Devamını Oku

      4 milyar Dolarlık Dev Yatırımla Pil Fabrikası Kuracak

      4 milyar Dolarlık Dev Yatırımla Pil Fabrikası Kuracak
      0

      BEĞENDİM

      ABONE OL

      Stellantis ve Çinli üretici CATL, yaptıkları açıklamada, “Avrupa’daki elektrik piyasasının gelişimine ve İspanya ile Avrupa Birliği’ndeki yetkililerin sürekli desteğine bağlı olarak 50 GWh kapasiteye kadar çıkabilecekleri doğrultusunda” ifadelerini kullandılar.

       

      İki firma, 2023 yılında Avrupa’da elektrikli araçların üretiminde kullanılacak batarya parçalarını üretmek üzere anlaşma imzaladı. CATL Genel Müdürü Robin Zeng, 4,1 milyar avroluk anlaşmanın açıklanması öncesinde pazartesi akşamı İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile bir araya geldi.

      CATL, dünyada satılan elektrikli araç akülerinin üçte birinden fazlasını üretiyor.

      Devamını Oku